Seçime iki gün kaldı. Sistem; televizyonları, gazeteleri, psikolojik savaş aygıtları ve seçim rüşvetleri ile halkı, önüne konan iki seçenekten birini tercih etmeye zorluyor.
Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik ve siyasi krizi ile karşı karşıya. Sistemin iki seçeneğinin ise çözüm konusunda söyleyebilecekleri tek bir cümleleri yok.
Tayyip Erdoğan ve Muharrem İnce, ülkenin sorunlarına çözümlerini açıklayacaklarına, miting kürsülerinden birbirlerine laf yetiştirme, daha doğru bir ifadeyle söyleyecek olursak “laf sokuşturma” derdindeler.
Seçim çalışmaları sırasında karşılaştığımız AKP’li ya da CHP’li yurttaşlara; “Parti liderlerinizin, ekonomik krize çözüm konusunda söylediği ve aklınızda kalan bir cümleyi söyleyebilir misiniz?” diye hep sorduk ve bugüne kadar tek bir cevap alamadık.
Çünkü yok…
İktidarın “Beka” itirafı
Gerçekte ise durum şudur:
Sistemin birinci seçeneği “Cumhur İttifakı”nın, başta sayın Erdoğan olmak üzere çeşitli sözcüleri çeşitli defalar ülke olarak içinde bulunduğumuz durumu, “ekonomik deprem yaşıyoruz” ve “Türkiye Cumhuriyeti’nin beka sorunu vardır” sözleriyle ifade ettiler.
Gerçekte bu bir itiraftır. AKP’nin bu saatten sonra artık Türkiye’yi yönetemeyeceği gerçeğinin bizzat AKP’liler tarafından itirafıdır.
16 yıldır Türkiye’yi yönetiyorlar. Her zaman tartışmasız bir Meclis çoğunlukları oldu. İstedikleri yasayı çıkardılar. Almak istedikleri her tedbiri almalarının önünde hiçbir engel olmadı.
Hele son olarak MHP ile birlikte 350’nin üzerinde Meclis çoğunluğuna ve Olağanüstü Hal sayesinde KHK’larla Türkiye’yi yönetebilme olanaklarına sahip oldukları halde, alelacele seçime gitmeleri Türkiye’yi yönetemediklerinin ve yönetemeyeceklerinin kanıtı oldu.
16 yılın sonunda ülkeyi yönetilemez, Cumhuriyet tarihinin en ağır krizinin içinde ve “beka sorunu olan” bir ülke durumuna getirmişler ve şimdi de halktan kendilerine tekrar yetki verilmesini istiyorlar!…
İnce’nin itirafı
Sistemin, milletin önüne koyduğu ikinci seçeneğin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, 18 Haziran günü Gaziantep’teydi ve bugün ciddi bir dış tehdit altında olan Türkiye’nin durumunu şu cümlelerle ifade etti:
“Rusya bizim kuzey komşumuzdu, şimdi güney komşumuz… Rusya her bir tarafımızı sarıyor. Putin, Türkiye’nin etrafını sarmakla meşgul…”
ABD geçen yıl PKK’ya 5 000 TIR ve 2 000 uçak dolusu ağır silah verdi. Daha geçen gün 250 TIR ağır silah daha verdiğini gazeteler yazdı.
ABD bugün itibariyle 10 bin PKK’lıya düzenli maaş veriyor. Senato’da onaylanan Savunma Bakanlığı bütçesine göre yılsonuna kadar 65 bin PKK’lı maaşa bağlanacak…
Ege ve Akdeniz’de; ABD, İsrail, Yunanistan ve Rum kesimi Türkiye’yi hedef alan askeri tatbikatlar yapıyorlar…
Aynı ABD bir gün sonra Türkiye’ye yönelik silah ambargosu kararını açıkladı…
Sayın Muharrem İnce’den bütün bu konularda çıt yok. Ama ABD’den kaynaklanan tehdide karşı Türkiye’nin doğal müttefiki olan Rusya ise düşman!…
Aslında Muharrem İnce, Rusya konusunda yaptığı değerlendirme ile gerçekte hangi programın adayı olarak Cumhurbaşkanı adayı olduğunu açıklamış oldu.
İnce Amerika’ya ve Atlantik Sistemi’ne; “Sistemin esas seçeneği benim. Rusya’ya, bölge devletlerine ve Avrasya seçeneğine karşı ancak ben Türkiye’yi sizin yanınızda tutabilirim” demektedir.
Vatan Partisi Seçeneği
“Cumhur İttifakı” ve “Millet İttifakı” seçenekleri Atlantik sisteminin Türk Milleti’nin önüne koydukları “Kırk Katır mı, Kırk Satır mı?” seçenekleridir.
Televizyonlar, gazeteler, anket şirketleri, devlet olanakları ve psikolojik savaş merkezlerinin gayretleri ile insanlarımıza at gözlükleri takılmakta, büyük bir algı operasyonu ile başka seçenek yokmuş bombardımanı altında halk, önüne konulan iki seçenekten birini seçmeye mecbur bırakılmak istenmektedir.
Bütün bu kampanyaya rağmen ortadaki gerçek şudur: 24 Haziran’da Türk milletinin önünde iki değil üç seçenek vardır. Sistemin “kırk katır kırk satır” seçeneklerinin yanı sıra Vatan Partisi seçeneği de milletimizin önündedir.
Doğu Perinçek 100 bin imza engelini aşarak sistemin adaylarının karşısında Türkiye’nin milli seçeneğinin adayı olarak yarıştaki yerini aldı.
Vatan Partisi genç ve kadın ağırlıklı aday listesi ve Türkiye için biricik çıkış yolu olan programıyla 3. seçenek olarak seçimlere Türkiye çapında katılıyor.
Hepsinden önemlisi Doğu Perinçek ve Vatan Partisi; arkada kalan yıllarda yürüttükleri mücadele ve elde ettiği başarılarla, Türkiye’yi bugün yaşanılan krizden çıkarma yeteneğine sahip biricik Parti ve lider olduklarını kanıtlamış durumdadırlar.
24 Haziran sonrası alınacak sonuç ne olursa olsun, sonrası; Sistem Partileri açısından ülkede de, kendi içlerinde de krizin derinleşmesi anlamına gelecektir.
Türkiye Sistem Partilerinin hepsi açısından artık yönetilemez bir ülkedir.
24 Haziran sonrasında Vatan Partisi’nin öngörülerinin bir kez daha doğrulandığını bütün milletimiz bir kez daha görecektir.
24 Haziran seçimleri Vatan Partisi’nin Türkiye için gerçek bir seçenek olduğunun herkes tarafından görüldüğü bir seçim olarak tarihe geçecektir.
22 Haziran 2018