2018 yılında Dünyamız, Bölgemiz ve Ülkemiz; çok önemli gelişmeler sahne oldu. Ve gidişat, 2019’da çok daha büyük gelişmelerin yaşanacağı yönündedir.
ABD Başkanı Trump’ın, 19 Aralık günü ABD askerlerini en kısa sürede Suriye’den çekeceklerini açıklaması tarihi bir kırılmanın işaretidir. ABD, 2000’lerin başında hayata geçirmek için düğmeye bastığı Büyük Ortadoğu Projesi’nin altında kalmıştır. Telafisi mümkün olmayan bir yenilgi yaşamaktadır.
Trump’ın açıklaması, tam sekiz yıldır ABD’nin, dünyanın dört bir yanından getirdiği ve silah başta olmak üzere her bakımdan desteklediği zebani sürülerine karşı, Suriye’nin kazandığı Büyük Zafer’in tescil edilmesidir.
Ve aynı zamanda; Türkiye, Rusya ve İran’ın mimarları olduğu ve emperyalist ülkeleri dışlayan Astana sürecinin zaferidir. Astana Süreci şimdi daha da güçlenerek devam edecektir.
“Türk akımı” boru hattının, ABD’nin bütün engellemelerine rağmen açılması ve elbette Çin’in “Kuşak ve Yol” projesinin start alması; Astana inisiyatifinin ekonomik alanda da güçlü dayanaklara kavuşmaya başladığını göstermiştir.
Bölgesel Birlikler dünyanın her tarafında gün geçtikçe daha etkin hale geliyorlar ve böylece, emperyalist hegemonya ve sömürü karşısında milli devletler, daha güçlü olanaklara kavuşuyorlar. ABD’nin 2001 yılında Afganistan ve 2003 yılında Irak’ı işgali ile başlattığı yıkıma karşı, bölge ülkeleri arasında adım adım gelişen işbirliği, şimdi Batı Asya çapında birliğe doğru gidiyor. Son olarak Katar’ın; Türkiye, İran, Irak, ve Suriye ile birlikte beş ülkenin birliğini önermesi son derece önemlidir. Tarihin gidişatına uygundur ve önümüzdeki yıllarda bu konuda daha ileri adımlar atıldığını göreceğiz.
ABD Dünyada yalnızlaşıyor. Yanında İsrail, Suudi yönetimi ve bazı Körfez Emirlikleri dışında kimse kalmadı.
Avrupa, ABD’den kopuyor
Yılında Avrupa’nın adım adım ABD’den kopuşuna tanık olduk. Almanya ve Fransa’nın başını çektiği Avrupa Birliği; Rusya ve Çin ile olan ilişkilerini ABD’ye rağmen geliştirmeye devam etti. Son olarak Almanya’da İktidar Partisi CDU’da, ABD ile ilişkileri eskisi gibi sürdürme yanlısı olan “Atlantik Köprüsü” kanadı, liderlik yarışını kaybetti.
Yakın zamana kadar dünyanın bir no’lu ekonomisi olan ABD artık en büyük değil. Trump’ın Çin ile başlatmak istediği ticaret savaşı, başlamadan bitecek gibi görünüyor. Bütün kozlar şimdi Çin’in ve gelişmekte olan ülkelerin elindDünyanın en büyük telefon şirketlerinden Huawei’nin Mali İşler Direktörü Meng Wanzhou’nun Kanada’da tutuklanması, Emperyalist korsanlığın son örneği olarak kayıtlara geçti. Ama bu saldırı aynı zamanda ABD’nin çaresizliğini de gözler önüne serdi.
Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’da Suudi başkonsolosluğunda vahşice katledilmesi basit bir polisiye olay değildir. Yemen’de ABD destekli Suudların yarattığı büyük insani trajedi de, herhangi bir bölgesel savaş olmanın ötesinde anlamlar içeriyor. Bu örnekler, Kapitalist sistemin çürümüşlüğünün ve insanlık düşmanı karakterinin çarpıcı örnekleri olarak kayıtlardaki yerini aldı.
İnsanlık bu sistemi artık daha fazla sırtında taşıyamaz.
Sarı Gömleklilerin mesajı
Bir yandan Meksika-ABD sınırına, diğer yandan dört bir yandan Avrupa kapılarına ölümü göze alarak dayanan yüzbinlerce mülteci; kapitalizmin sistem olarak sorumlusu olduğu büyük adaletsizliğin sonuçlarıyla yüzleştiğinin fotoğrafıdır. Ne ABD’nin ne de diğer kapitalist ülkelerin bu insani trajediye çözümleri yoktur.
Batı Dünyası bir bütün olarak bakıldığında, 2008 yılında içine girdiği yapısal ekonomik krizi atlatabilmiş değil. Bütün kapitalist ekonomiler derece derece, krizin etkilerini yaşamaya devam ediyorlar.
Fransa’da Sarı Gömleklilerin 2018’in son iki ayına damgasını vuran eylemleri ise neoliberal sistemin iflas ettiğinin son kanıtıdır.
Hem Doğu’da hem de Batı’da “yapay zeka”, bir üretim aracı olarak ekonomideki yerini alıyor. Ama üretim sürecinde yaşanan bu büyük gelişmeler de kapitalist sistemin ölümüne çare değil.
Hatta yapay zekânın üretim sürecinde daha etkin bir şekilde yer almasıyla birlikte yaşanacak üretim patlamasıyla, Kapitalist sistemin maddi zeminini de ortadan kaldıran sonucunun daha önemli olacağını söyleyebiliriz.
Piyonların sonu
Ergenekon davası sonuçlanıyor. Balyoz davasının ardından, Ergenekon davasında da kumpas, şimdi Cumhuriyet Mahkemeleri tarafından saptanıyor.
Ergenekon davasının Hakimleri hapisteler ve yargılanıyorlar. Yargıtay Ceza Dairesindeki duruşmalarda FETÖ’cü Ergenekon Hakimleri sanık, Ergenekon davasında yargılanan yurtseverler ise şikayetçi olarak salondaki yerlerini aldılar.
ABD’nin diğer maşası PKK açısından yolun sonu göründü. Fırat’ın doğusunda Suriye devletinin hakimiyetini yeniden tesis etmesi, emperyalizm destekli ayrılıkçılık açısından yolun sonu olacak.
Ondan sonra PKK’nın silahları atarak teslim olacağını göreceğiz.
“İttihatçılık güncelleniyor!”
1919 yılı Türk Milli Kurtuluş Savaşında önemli bir dönüm noktasıydı. Sovyet Devriminin ardından Anadolu köylüsünün, Mustafa Kemal önderliğinde emperyalist sömürgecilere ve onların uşaklarına karşı ayağa kalkması, dünyada yeni bir çağın kapısını araladı.
Sonraki yarım yüzyıl içinde bütün sömürgeler bağımsızlığına kavuştu. Sovyetlerin ardından bir çok ülkede daha Bilimsel Sosyalistlerin önderlik ettiği bir dizi devrim gerçekleşti.
20. Yüzyılın son çeyreğinin Dünyası, bir “Ulusal Devletler Dünyası”ydı.
Emperyalizm, yeni sömürgeci saldırı döneminde ulusal devletlere saldırdı. Dünyanın dört bir yanında halklar, önceki yüzyılda emperyalizme karşı mücadele sonucu kazandıkları Milli Devlet mevzisinde tutunmaya çalışarak bu saldırıya karşı koymaya çalıştılar.
2018 yılında, dünya haklarının savunma mevzisinden çıkarak saldırıya geçtiklerini ve bu ataklarının ilk sonuçlarını almaya başladıklarını gördük.
Öyle görünüyor ki 2019 yılı, tıpkı yüzyıl önceki 1919 gibi, insanlık tarihinde çok önemli bir dönüm noktası olacak…
Salih Müslim karşı cepheden bakarak olan gelişmeleri “İttihatçılık güncelleniyor” değerlendirmesini yaptı. Çok doğru!
İttihatçılık ya da Kemalizm… Milli Devletler mevzisinden emperyalizme karşı duruşun adı. Ve bugün geçen yüzyıla kıyasla Bilimsel Sosyalizmle daha fazla iç içe….
Bütün okuyucuların yeni yılını, Emperyalist tahakkümü ve Ortaçağ karanlığını parçalayacak Yeni Dünya’nın kuruluşunu görüyor olmanın coşkusuyla kutluyorum.
28 Aralık 2018