Meclis’te yer alan Partilerin incir çekirdeğini doldurmayan meseleler üzerinden hergün birbirlerine laf atmakla uğraştığı bugünlerde bir Parti farklı bir yoğunluk içinde…
Vatan Partisi ilkini Nevşehir’de yaptığı ve ardından Adana, Mersin, Anamur’da gerçekleştirdiği Üretim Devrimi Kurultayları ile çok önemli bir çalışma başlattı. Toplantılarda sanayiciler ve işadamları, üreticiler, konunun uzmanları konuşmacı olarak katılıyor ve görüşlerini açıklıyorlar
Hafta sonunda Bursa ve Balıkkesir’de gerçekleştirilen Kurultaylar, önümüzdeki günlerde Marmara ve Ege’nin diğer illeri başta olmak üzere Türkiye çapında her yerde tekrarlanacak.
Bütün bu çalışmalarla, önümüzdeki dönem Türkiye’nin uygulamaktan başka çaresinin olmadığı Üretim Devriminin programı şekilleniyor.
İki temel sorun
Bugün Türkiye’nin çözmek durumunda kaldığı iki temel sorunu bulunuyor. Birincisi güvenlik sorunudur. Türkiye, bu sorunun çözümü için 2015 yılından bu yana doğru bir rotaya girmiş bulunuyor.
24 Temmuz 2015 yılında Türk Ordusunun PKK’ya karşı harekete geçmesi, aslında Türkiye’nin ABD’ye karşı harekete geçmesi anlamına geldi. Tehdidin kaynağı ile göğüs göğse gelmek, çözüm yolunu da doğal olarak göstermiş oldu. Astana süreci, Fırat Kalkanı ile başlayan harekâtlar dizisi, IŞİD belasının defedilmesi ve bölücülük sorununun temelli olarak halledilmesi yolunda atılan adımlar, güvenlik sorununun çözümü yolunda Türkiye’nin aldığı mesafeyi göstermektedir.
Şimdi Doğu Akdeniz’de enerji kaynaklarına hakim olma konusunda ABD ve İsrail’in başını çektiği Türkiye karşıtı bir koalisyonun oluşturduğu tehdit var. Önümüzdeki dönem Türkiye, bu tehdidi göğüslemek durumunda kalacak.
Türkiye’nin ikinci önemli sorunu, 40 yıldır uygulanmakta olan neoliberal ekonomi politikalarının yol açtığı Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik krizidir. Borçlanma ekonomisi iflas etmiştir. Türkiye ekonomide acil bir çıkış yolu bulma sorunuyla yüzyüzedir. Vatan Partisi’nin “Üretim Devrimi” olarak ifade ettiği program, işte bu “acil çıkış” kapısını göstermektedir.
Üretim Devrimi Programı
Vatan Partisi’nin Üretim Devrimi Kurultaylarında, ekonomik krizden çıkışta uygulanması gereken program üzerine tartışılmakta ve olgunlaştırılmaktadır. Programın belli başlı maddeleri şunlardır:
1. Üretim Devrimi programını uygulayacak olan Milli Hükümet, bütün üretici sınıfların ortak hükümeti olacaktır. Üretici sınıflar; işçi, çiftçi, esnaf, zanaatkâr, sanayici ve tüccarlardan oluşmaktadır.
2. Üreticiye dayanan güçlü devlet: Temel sorun, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bağımsız karar vermesidir. Türkiye, kesinlikle Devrimin başkenti Ankara’dan yönetilecektir.
3. Başkanlık Sistemi Türkiye gerçeklerine uygun değildir. Üretim Devrimi ancak Güçlü Meclis ve Güçlü Hükümet sistemi ile gerçekleştirilebilir.
4. Devlet ile halk arasındaki birlik, özgür ve örgütlü halkla ve disiplinle sağlanır. Disiplinin amacı, milli ekonominin halk seferberliği ile hızla geliştirilmesi ve halkın refahıdır.
5. Ekonomide öncelik özel çıkarların büyütülmesi değil, halkın geçim düzeyinin yükseltilmesidir.
6. Günümüzün temel sloganı; “Üretici Baş tacı” olacaktır. Üretimi geliştiren her iş doğrudur, üretimi baltalayan her iş yanlıştır. Üretme işi üreticiyle yapılır.
7. İşçiden sanayiciye kadar bütün üreticilerin çıkarı bugün, “Ekmek Teknesi”ni korumakta ve geliştirmekte birleşiyor. Üretim Devrimi, her şeyden önce Türkiye’nin bütün üretim birikiminin değerlendirilmesini gerektiriyor.
8. Türkiye’nin bütün emek gücünü üretim için seferber etmek üretim Devriminin anahtar görevidir. İşsizlik sorunu da bu şekilde çözülecektir.
9. Yaşanan ağır kriz emekçi kesimin sırtına yıkılamaz. Zorluklar, toplumun bütün kesimleri arasında paylaştırılacaktır.
10. Üretim amaçlı kamu mülkiyeti, özel mülkiyet, çalışanlarla işletme sahibinin birlikteliği esasına dayanan toplum mülkiyeti; bütün bu mülkiyet biçimleri Üretim Devrimi seferberliğinin başarıya ulaştırılmasında birlikte değerlendirilecektir.
11. Özellikle tarımda çiftçinin özel mülkiyetini korumak ve geliştirmek, büyük işletme olanaklarını değerlendirmek, üretim araçlarını verimli kullanabilmek ve ürünlerin pazarda değer fiyat bulabilmesi için kooperatifçilik zorunludur.
12. Piyasa koşullarının sağlanması ve rekabet faktörü; kaynakların verimliliğe göre dağılması, üretimin artması, teknolojinin gelişmesi, kalitenin yükselmesi için mutlaka değerlendirilmelidir.
13. Ekonomi serbest piyasa siteminin yıkıcılığına bırakılamaz. Planlı kalkınma şarttır.
14. Piyasa koşullarında kâr amacının dayattığı ileri teknoloji saplantısına son verilmeli, elde bulunan bütün donanım, tezgâh ve makinelerle üretim yapılması için gereken kamu müdahalesine baş vurulacaktır.
15. Laiklik milli egemenlik ve halk iktidarının şartıdır. Sağlıklı ve başarılı bir üretim seferberliğinin ancak laik demokratik bir ortamda gerçekleştirilebileceği unutulmamalıdır.
16. Kürt meselesinde emperyalist müdahaleye son verilerek, hangi etnik kökenden gelirse gelsin, bütün halkımızın Türk Milleti ortak kimliğinde birliği sağlanarak, ülkenin bütün insan potansiyelinin milli kalkınmada değerlendirilmesi sağlanacaktır.
17. Dünyamız artık Bölgesel Birlikler Çağı’ndadır. Türkiye’nin İran, Irak, Suriye, Lübnan ve Azerbaycan başta olmak üzere komşularımızla gerçekleştireceği işbirliğinin, ekonomide yüzyüze olduğumuz sorunların çözümüne, büyük ve kalıcı katkıları olacaktır.
18. Suriye ile dostluk ve işbirliğini hayata geçirmek, bütün komşularımızla dostluk ve işbirliğinin anahtarıdır.
19. Kuzey komşumuz Rusya ile hayata geçirilecek “Karadeniz – Akdeniz Barış Planı”, hem Bölge ülkeleriyle işbirliğinin hayata geçirilmesine yardımcı olacak, hem de bölgemize yönelik emperyalist müdahalelerin boşa çıkarılmasını sağlayacaktır.
20. Türkiye, önümüzdeki onyıllarda sadece komşularıyla değil bütün Avrasya ülkelerini kapsayan bir perspektifle ekonomik sorunlarına eğilmek durumundadır. Şanghay İşbirliği Örgütü içindeki olanaklar, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile işbirliği vb bütün etkenler “Üretim Devrimimiz” için değerlendirilecektir.
21. Üretim Devrimi, insanı vatanına, topluma, üretime ve kendisine yabancılaştıran emperyalizmin yoz kültürüne karşı mücadele etmeden başarılamaz. Milli devrimci kültürümüzü, bütün topluma egemen kılma mücadelesi içinde Üretim Devrimi de başarılacaktır.