Suriye seçimlerinin anlamı

Suriye halkı uzun bir aradan sonra, önceki seçimlere göre daha yoğun bir katılım ve coşkuyla sandığa gitti. Beşar Esad kullanılan oyların yüzde 95’ini alarak yedi yıl için yeniden Cumhurbaşkanı seçildi.

Yapılan seçim tarihidir. Tarihi özelliği, binbir ateşten geçmekte olan bir Milletin, sımsıkı nasıl kenetlendiğini göstermesinden geliyor. Bu da Suriyelilerin, yapılan seçimleri emperyalistlerin ülkelerine karşı yürüttüğü saldırıya karşı gerçekleştirdikleri direnişin bir parçası olarak gördüklerini kanıtlar.

Beşar Esad’ın yüzde 95’e varan bir oy oranıyla seçilmesi de son derece anlaşılır. Suriye Cumhurbaşkanı, 10 yıllık Vatanı Savunma Savaşı’nın ardından, oturduğu koltuğu sonuna kadar hak ettiğini dosta, düşmana bütün dünyaya gösterdi. Yüzde 95 oy oranı, Hafız Esat’ın oğlu olduğu için değil, Vatan savunmasında milletine, başarıyla önderlik etmesinin sonucudur.

“Kan ve ateş içinde” sınanan liderlik

Suriye iç savaşı 2011 yılı ilkbaharında başladı. Ve Beşar Esad önderliğinde Suriye Hükümeti, Ordusu ve Halkı; 2014 yılı sonuna kadar neredeyse tek başına ABD emperyalizmi ve müttefikleri tarafından dünyanın 84 ülkesinden örgütlenerek getirilen ve Türkiye, Lübnan ve Ürdün üzerinden ülkeye sokulan, maddi olarak BAE gibi Amerikancı yönetimler tarafından sonuna kadar desteklenen, silah edinme sorunu bulunmayan ve birilerine Emevi camiinde namaz kılma hayalleri kurduran, 84 bin teröristin saldırılarına karşı vatanını canla başla savundu.

Beşar Esad bu en zor dönemde de eşi ve çocukları ile birlikte hep Suriye’deydi. Halkının içindeydi ve savaşan ordusunun başındaydı. Batı basınında sık sık yayınlanan “Esad ailesini bilmem hangi ülkeye gönderdi” şeklindeki haberlerin yalan olduğu her seferinde çok geçmeden ortaya çıktı.

Beşar Esad meşhur tabirle “kan ve ateş içinde” liderliğini kanıtlamıştır. Ve bugün dünyanın gerçekten de en saygın liderlerinden biridir. Başta Putin olmak üzere, Cumhurbaşkanı seçilmesi dolaysıyla kutlama mesajı yollayan bütün liderler bu gerçeği vurgulamak ihtiyacı duydular.

Bütün insanlığın savaşı

Suriye’de 10 yıldan bu yana süren ve artık yakında başarıyla sonuçlanacağı açık olan Vatan Savunması savaşı, insanlık tarihinde çok önemli kırılmaların ve dönüşümlerin yaşandığı bir zaman dilimine denk geldi. Ve Suriye, bu tarihi dönemde bütün insanlık adına çok önemli bir rol oynadı.

Arkada kalan 10 yıl içinde ABD, dünyanın en büyük ekonomisi olmaktan çıktı. Dünya ekonomisinin ağırlık merkezi Asya’ya kaydı. Çin, Dünyanın en büyük ekonomisi oldu.

Rusya ve Çin toplam olarak askeri güç bakımından da ABD’yi geçmiş durumdalar. Bu ülkelerin ciddi anlamda karşı karşıya geldikleri her alanda ABD, zorunlu olarak geri adım atmak durumunda kaldı.

Kovid 19 salgını bu dönemde bütün dünyayı kasıp kavurdu ve bütün insanlığın önüne hangi sistemin insanları öldürdüğünü, hangi sistemin insanları yaşattığını çarpıcı rakamlarla ortaya koydu.

Suriye, Doğu ile Batı arasında son ve en büyük kanlı savaşın cereyan ettiği alan oldu. Ve bu açıdan bakıldığında Suriye sadece kendisi için değil, başta Müslüman halklar olmak üzere bütün insanlık için savaştı ve kazandı.

Suriye’deki sistem

Suriye’nin 10 yıllık direnme savaşı, bu ülkede yürürlükte olan sistemin sanıldığından daha güçlü olduğunu kanıtladı.

Arap Sosyalist Baas Partisi, 2. Dünya Savaşı sonrasında sömürge ve yarı sömürge ülkelerde güçlü bir şekilde ortaya çıkan ve sosyalizme yönelen kurtuluş hareketlerinin Suriye’ye yansımasının ürünüydü. Hakkında bir çok şey söylenebilir. Ama konumuz açısından Suriye Baas Partisi’nin iki temel özelliğinden bahsedebiliriz.

Birinci olarak Baas Partisi Suriye’de laik bir sistem kurdu. Sünni, Nusayri ve Dürzi Arapların, Sünni Kürtlerin, önemli bir Hristiyan nüfusun (Süryaniler vd) ve tehcir sonrasında Suriye’de kalan Ermenilerden oluşan Suriye’yi, ancak laikliğin bir arada tutabileceği kanıtlandı.

Nusayri kökenli Esad’ın, nüfusun yüzde 70’inden fazlasının Sünni olduğu bir ülkede halkın ezici çoğunluğunun desteğini alması ancak laiklik sayesinde mümkün olabilirdi.

Baas Partisi’nin kurduğu sistemin ikinci önemli özelliği, kamu ağırlıklı ekonomik sistem oldu. Halkın en temel ihtiyaçlarının karşılanmasında devletin devrede olması, en zor zamanda bile halkın sistemin arkasında durmasını mümkün kıldı.

Başka bir çok şey söylenebilir. Ama Suriye devleti ve halkı bu avantajları ile emperyalist saldırıya direndi. Ve Suriye’nin bu özellikleri aynı zamanda bugün çok çeşitli sorunlarla boğuşan İslam Dünyası’na, çözümün ne olduğu konusunda da ilham veriyor.

Son söz Beşar Esad’ın

Suriye seçimleri ile ilgili yazımızı, 28 Mayıs gecesi seçim sonuçları kesinleştikten sonra televizyondan halka seslenen Beşar Esad’ın sözleri ile bitirelim:

“(Seçimle) yaptığımız iş… Vatan düşmanlarına eşi görülmemiş bir meydan okumaydı.”

“Benim geleceğe olan şevkimi ve güvenimi artıran şey, sahip olduğumuz meydan okuma ruhudur. Bu olmadan sorumluluk sahibi (Ulus), büyük zorluklarla yüzleşemez. Onlar olmadan ulusumuz, 10 yıllık savaştan sonra ayağa kalkamazdı.”