Rusya’nın Ukrayna’da operasyona başladığı 24 Şubat günü bir dolar 84 Ruble idi. Sonra ABD ve onunla birlikte hareket eden Batılı ülkelerin bildiğiniz hamleleri geldi.
Rusya’nın bu ülkelerdeki mali varlıklarına el konuldu. Sadece ABD, Rusya’nın 300 milyar dolarını dondurdu.
Rus uçaklarına havalimanları kapatıldı. Aynı durum gemiler içinde geçerli.
Tam bir ticari ambargo uygulamasına geçti Batı. Hatta Amerika, Rus gazına önemli ölçüde bağımlı olan Avrupa’dan Rus gazını kullanmamasını bile istedi. Vb. vb.
Bütün bu gelişmelerin sonrasında Şubat ayının son günü bir dolar 107.49 ruble oldu. 7 Mart günü ise 138 Ruble oldu bir Dolar. 12 gün içinde yaşanan yüzde 60 oranındaki bu değer kaybı üzerine ‘Rusya ekonomik olarak çöküyor’ değerlendirmesini yapanlar da oldu.
Ukrayna operasyonu üç aya yaklaşıyor. 11 Mayıs itibariyle bir dolar 69.2 ruble. Yani ruble, savaş öncesine göre değer kaybetmemiş, tam tersine değer kazanmış.
Aynı durum Ruble – Euro kuru içinde söz konusu. 24 Şubat günü bir Euro 89 ruble iken 12 Martta 145 rubleye çıkıyor bir Euro, 11 Mayıs itibariyle ise 73.1 Ruble. Yani Ruble Euro karşısında da değer kazanmış.
Sadece bu rakamlar bile, artık başka bir dünyada yaşadığımızı kanıtlamaya yeter.
Ukrayna operasyonu dolaysıyla uygulanan ambargo ve diğer tedbirlerden esas zarar görenin Rusya’dan çok Batılı ülkeler olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız.
ABD’NİN EN BÜYÜK GELİR KAPISI
Bu rakamlar nicedir artık herkes tarafından görülen ve dile getirilen bir gerçeği bir kez daha gözler önüne seriyor.
Doların uluslararası rezerv para olduğu dönemin sonuna yaklaşıyoruz ve süreç hızlanmıştır.
Bilindiği üzere doların bütün dünya ülkeleri için rezerv para olması resmen, 1944 yılında imzalanan Bretton Woods anlaşması ile gerçekleşti. Bunun belli başlı iki nedeni vardı:
Birinci olarak ABD ekonomisi dünyanın en büyük ekonomisi idi. İkinci Dünya Savaşı sonu itibariyle ABD ekonomisi dünya ekonomisinin yarısıydı. Yüzde 50’nin üzerinde…
Ve ABD dünyanın en büyük askeri gücüydü.
Yani, sadece en büyük ekonomi olmak, o ülkenin parasının rezerv para olmasına yetmiyordu. ABD, parasının rezerv para olarak kullanılmasını dünya ülkelerine kabul ettirmek için, beş kıtanın her tarafına konuşlandırılmış 700’ün üzerindeki askeri üsse sahipti ve dünyanın bütün denizlerinde sürekli dolaşan savaş filoları vardı.
Ekonomik gücünün yanısıra bu devasa askeri aygıtı sayesinde ABD, tam 80 yıl boyunca birkaç sente mal ettiği (kağıt ve boya parası) milyarlarca doları bütün dünyaya sattı ve bugün hala nominal olarak dünyanın en büyük ekonomisi olmasında doların rezerv para olmasının büyük payı var.
DEĞİŞEN DURUM
İşte Rusya – Ukrayna savaşı dolaysıyla Dolar – Ruble paritesinde yaşanan değişiklikler ve sonuç olarak Doların Ruble karşısında değer kaybetmesi artık dolar döneminin sonuna yaklaştığımızı gösteriyor.
ABD ekonomisi artık en büyük ekonomi değil. Nominal olarak hala en büyük ekonomi olarak görünmesi aldatıcı. Gerçekte satın alma gücü üzerinden yapılan hesaplamalarda çoktan Çin’in gerisine düştü. Ve sekiz yıldır aradaki fark Çin lehine istikrarlı olarak artıyor.
Ayrıca Doların rezerv para olmaktan çıkmasıyla birlikte ABD’nin şu anda sahip olduğu ikincilik konumunu da koruyamayacağı ortada. Çürümüş ve çökmekte olan bir ekonomidir ABD ekonomisi. Avrupa Birliği şu anda bile üretim kapasitesi bakımından ABD’den daha geride değil.
Bir de hızla yükselmekte olan Hindistan gerçeği var.
Öte yandan, o dünyanın dört bir yanına dağılmış devasa askeri gücün son yirmi yıl içinde girdiği her yerde yaşadığı hezimetler de, doların arkasındaki askeri gücün de artık olmadığını gösterdi. Irak, Suriye, Afganistan vb; ABD el attığı her yerde utanç verici yenilgiler yaşadı.
Ukrayna olayında ise daha ilk günden deyim yerindeyse havlu attı.
Kısacası Doların arkasında, artık ne büyük bir ekonomi ne de onu ülkelere zorla dayatacak bir askeri güç var.
ORTA VADEDE GERÇEKLEŞECEK SONUÇ
Bu sürecin sonu, doların rezerv para olmaktan çıkmasıdır. Elbette bugünden yarına gerçekleşecek bir durumdan söz etmiyoruz.
Ama hemen hemen bütün ülkelerin, merkez bankalarında tuttukları dolar rezervlerini azaltmaya başlamaları, çok sayıda ülkenin ikili ticarette kendi aralarında ulusal paralarını kullanmaya yönelmeleri ve Euro, Yuan gibi bazı güçlü ekonomilerin paralarının dünya rezerv paraları içindeki paylarının istikrarlı bir şekilde artması, giderek daha etkin hale gelen bölgesel birliklere dahil olan ülkelerin kendi aralarındaki ekonomik ilişkilerde yeni ortak ödeme aracı yaratma yolundaki arayışları, orta vadede doların rezerv para olmaktan çıkacağını gösteriyor.
“Orta vade”yi bugün itibariyle söylüyoruz ama önümüzdeki süreçte yaşanan gelişmelere bağlı bu olarak bu “vade”nin daha da kısalması mümkündür.