Kemal Kılıçdaroğlu, 7 Haziran günü Partisi’nin Meclis grup toplantısında “muhafazakar, genç kadın kardeşlerine” seslendi:
“Şuna inanmanızı isterim. CHP eski CHP değil, siz eski siz değilsiniz. Artık beraberiz, artık birlikteyiz; aynı değerleri savunuyoruz, aynı doğruları savunmaya devam ediyoruz. Buna da inanmanızı isterim.”
Konuşma, doğal olarak çok tepki çekti. Değerli Suay Karaman hocamız Haber2021’de yayınladığı yazısında Kılıçdaroğlu’nu eleştirdi. Özellikle sosyal medyada Kılıçdaroğlu’nun konuşmasına tepki yağdı.
Dünyada kadının Ortaçağ cenderesinden kurtuluşunu gerçekleştirmede, kadının toplum içinde başı dik, eşit, özgür yurttaşlar olarak haklarını elde etmesinde öncülük etmiş Parti’nin Genel Başkanı, çıkmış Ortaçağ özlemcisi bir kesime yaranmak için “CHP eski CHP değildir” diyerek özeleştiri yapıyor.
Kısacası ‘biz kadını özgürleştirerek yanlış yaptık’ demiş oluyor!
Kılıçdaroğlu, 7 Haziran’da yapmış olduğu konuşmasının, düşünülmeden yapılmış bir konuşma olmadığını, bir hafta sonra yapılan Meclis grup toplantısında, aynı konuda bir daha konuşarak, üzerine basa basa vurgulayarak ortaya koydu.
“…Türkiye’nin genç muhafazakâr kadınlarına bir kez daha seslenmek istiyorum… CHP eski CHP değildir! Beraberiz, birlikteyiz. Artık aynı değerleri savunuyoruz.” (14.06.2022 – Gazeteler)
TANJU ÖZCAN’IN İHRACI
İktidar olmak için kurduğu altılı masada yer alan diğer ortaklarını (Babacan, Davutoğlu, Karamollaoğlu vd.) memnun etmek için sarf edilen bu sözler rastgele söylenmiş sözler değildir. CHP yönetimini ele geçirmiş ve bu Parti içindeki Atatürkçüleri tasfiye etmiş olan ekibin öteden beri bilinen neoliberal, Batıcı, Atatürk’e ve Cumhuriyet Devrimi’ne düşman olan görüşleri, kadına bakış konusunda özel olarak dile getirilmiş olmaktadır.
Kılıçdaroğlu’nun kadına bakış konusunda Atatürk’ün CHP’sinden tamamen farklı bir noktada olduğu yönündeki ısrarlı beyanlarını, bir başka konuda yaşanan gelişme ile birlikte değerlendirmekte yarar vardır.
HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu; CHP’nin Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ile ilgili olarak, “Helalleşmek istiyorsanız Tanju Özcan’ı CHP’den ihraç edin” şeklinde bir açıklama yaptı. Özcan, Gergerlioğlu’na sert bir yanıt vermiş ve “HDP’nin Kandil’den aldığı talimatlarla hareket eden bir Parti olduğunu” söylemişti.
Çok geçmedi, Tanju Özcan kesin ihraç talebiyle Disiplin Kurulu’na sevk edildi. Gergerlioğlu bu gelişmeyi, “çok geç kaldınız” sözleriyle değerlendirdi.
“Eski CHP”yle bir ilgilerinin kalmadığını bu kadar ısrarla söyleme ihtiyacı duyan bir zihniyet, açıklamaları ve pratiğiyle Atatürk’ün CHP’sine bağlı olduğunu her vesileyle ortaya koyan Tanju Özcan’a elbette tahammül edemezdi.
GEÇMİŞİN OLUMLU MİRASI
Son günlerde peşpeşe yaşanan bu iki gelişme, CHP’nin ne durumda olduğunu fazla bir yoruma gerek bırakmadan olanca çıplaklığı ile gözler önüne seriyor.
Türkiye, yüzyıl aradan sonra çok ağır sorunlarla karşı karşıya. Bu sorunları ancak devrimci bir program ve duruşla çözebilir.
Toplumlar bu tür durumlarla karşılaştıklarında, tarihlerinde daha iyi bir gelecek için verdikleri mücadelelerden kendilerine kalan birikimle mücadele ederler. Tarihlerinden güç alırlar.
Tarihimizin en büyük devrimci atılımı, 20. Yüzyılın başında Mustafa Kemal Atatürk ve onun Partisi (Anadolu ve Rumeli Müdaafai Hukuk Cemiyeti – Cumhuriyet Halk Fırkası-Partisi) tarafından gerçekleştirildi.
Kurtuluş Savaşımızın ve Cumhuriyet Devrimimizin hedefi olan “Tam Bağımsız ve Gerçekten Demokratik Türkiye” hedefi hala önümüzdedir. Emperyalizmin ve Ortaçağ kalıntılarının ağır saldırısı, bu saldırının ekonomide, siyasette, devlette ve toplumsal ilişkilerde yarattığı tahribat, yüzyıl önceki büyük mücadelenin kazanımlarını daha da önemli kılmıştır.
İşte bu koşullarda bugün CHP’nin başında bulunan kişi, o büyük mirası, kurtulunması gereken yük olarak görüyorsa ve iktidar olmak uğruna Cumhuriyet Devriminin hedef aldığı anlayış sahipleriyle kendi devrimci geçmişine saldırıyorsa, Atatürk’ün 1935 yılında söylediği “CHP’nin sonsuza kadar benim partim olarak kalacağını nereden bileyim” şeklindeki öngörüsü gerçekleşmiş demektir.
Ama ezici çoğunluğunun, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına ve laik demokratik Cumhuriyet davasına bağlı olduğundan şüphe etmediğimiz CHP üyeleri ve CHP’ye oy veren yurttaşlarımız, hiç şüphe yok YCHP’nin dayatmalarını kabul etmeyeceklerdir.
“Eski CHP”nin mirası; tam bağımsızlıktır, laik demokratik cumhuriyettir ve halkçı devletçi ekonomidir. Ve bugün Türkiye’nin temel ihtiyacı da bu ilkelerin yeniden hayata geçirilmesidir.