Zülfiye Gültekin, önceki gün yitirdiğimiz SCP Genel Başkanı Mehmet Bedri Gültekin’in eşi, can yoldaşı, sevdası!
Özel, erdemli, örnek bir Cumhuriyet kadını.
İsimsiz devrimci!
Sıra neferi ama öncü!
Hepimizin ablası!
Mehmet Bedri Gültekin’i iyi tanımak için, Zülfiye ablayı da tanımak gerek.
Zülfiye abla, Bedri ağabey gibi 50 yıllık bilimsel sosyalist, kararlı bir devrimci, eğilmeden bükülmeden mücadele eden bir yiğit Anadolu kadını! Kadın Derviş!
Onu herkes tanımaz. O görev insanıdır. Yaşamının her döneminde mutlaka bir görevi olmuştur. İl ve İlçe başkanlığından, yurtsever öğretmen mücadelesine hep görevi vardır.
Görevini sessizce, gösterişsiz yapar. “Ben buradayım” demez. Fotoğrafta öne geçmeye çalışmaz. Görevidir, yapmıştır; o kadar!
Tevazu örneğidir. Kibir ona bulaşmamıştır. Konuştuğunuzda, annenizle, ablanızla konuşur gibi hissedersiniz kendinizi. Kişiliği ve öğretmenliğinin duruşu, öncelikle bilinciyle sizi dinler, sakince görüşünü söyler. Ona kızamazsınız, o da size kızmaz. Engin hoşgörüsünü ve sevgisini, güzel gülümsemesiyle cömertçe sunar size.
Öne çıkmayı sevmez. Gösterişi bilmez. Eşinin önder kadro olmasından hiçbir zaman paye çıkarmamıştır.
Mehmet Bedri ağabeyinin, hayatını devrim davasına vakfetmesinde rolü büyüktür. Ona sadece destek değil, her daim yoldaş olmuştur.
Bedri ağabeyin eşidir, ama gölgede de değildir. Şahsiyetiyle, vakur duruşuyla ayrı bir saygı odağıdır.
Zülfiye ablayla, Bedri abinin akrabalıkları var mı bilmem; ama insani duruşları, kararlılıkları, tutumları ile birbirlerine öylesine benzeyen, öylesine birbirlerini tamamlayan eşler ender bulunur.
Fedakar ve cefakardır. Bedri abiler Silivri’deyken, ayda bir Genel Merkeze gelir kısa sohbetler ederdik. Ekonomik sıkıntılarının olduğunu bilirdim. Bir ihtiyacı olduğunu sorduğumda hep “yok” cevabını aldım. Darda kalmayı, Partisine ve başkasına yük olmaya yeğlerdi. (Ekonomik durumları daha iyi olan kimi “önder” kadroların eşlerinin her gün kapımızı aşındırdığını unutmam.)
Bedri ağabeyle söyleşilerimizde sözü geçmedi ama hissederdim Zülfiye ablaya olan derin sevdasını. Sevdalanılacak kadındır o!
Her ikisinin de büyük sevdaları vardır: Birbirlerine ve daha baskın olan biricik evlatları Kerim’e! Her ikisinin de Kerim’e olan büyük sevgilerine çokça tanık oldum. Bedri ağabeyin, Kerim’e “Ciğerim” demesi, bir babanın evladına ancak bu kadar ciğerden, yürekten seslenişi gibidir.
Dün Ankara’da Sosyalist Cumhuriyet Partisi Genel Merkezi önünde düzenlenen törende, eşinin, can yoldaşının tabutu başında duran Zülfiye ablayı gördüm. Yüzündeki acı tarifsizdi. Vakarla onulmaz acısını yaşıyordu; Tam da kendisine ve Bedri Gültekin’e yakışır şekilde.
Sevgili Zülfiye ablaya ve can Kerim’e uzun ömürler diliyorum.
Büyük acılarını yürekten paylaşıyorum.
Ne mutlu onlara ki; Mehmet Bedri Gültekin gibi bir eşe, bir babaya sahiptiler!
Hasan Basri Özbey, 16 Şubat 2023